Meditasyonla beyin dalgalarını aktive edebilir miyiz ?

Dr. Joe Dispenza

0
311

Dr. Joe Dispenza Anlatıyor

 

Ünlü hücre biyologu ve genetik bilimci Profesör Dr. Bruce H. Lipton alanında devrim yaratan çalışmalarında uluslar arası bir üne sahip. Yeni Biyoloji ile Kuantum Fiziği sentezlediği bu kitabında basit bir dil kullanarak gündelik yaşamdan örneklerle bu süreci anlatıyor.

Şimdi bilimsel olarak ölçtüğümüz ve kanıtladığımız daha düzgün bir zihin bütünlüğüne yer veren bir formülümüz var.

Şunu düşünün; somut bir şeye bir objeye odaklandığınız zaman odağınızı o maddeye sınırladığınızı söyleyebiliriz, bunu yapan da algılarınız, işte buna biz yakınsak odak diyoruz.

Bunun üzerine bir de stres hormonlarını eklediğimiz zaman, zihniniz bedeniniz uyumlu ve dengeli değil demek, aynı hormonlar algılarınızı stresi yaratan objeye odaklar.

Geçtiğimiz binlerce yıl boyunca bu bizim adapte olabilmemize çok yardımcı olmuş bir şeydir ama eğer yaşamımızın %70’i ne stres hormonları ile yaşıyorsak bir objeye odaklanmayı alışkanlık haline getirmemiz kaçınılmazdır.

Odağımızı sınırlıyoruz, gerçekliğin kuantum modeline göre gerçeklik hem parçacık hem de dalgadır yani hem madde hem enerjidir yani bu stres hormonlarının  yükselmesi maddesel bireyler olmanıza yol açıyor, eğer bir şeyi göremiyorsak o şey bizim için var değildir

Tehlike anında hayatlarını kontrol edemediklerini düşündüklerinde her şeyin kötüye gideceği algısına kapıldıklarında bu duruma geçeriz. Orada kalan kişiler gördükleri her şeyi kontrol etmeye çalışmaya başlıyorlar.

Dikkatleri bir kişiden başkasına bir problemden diğerine bir objeye bir yere kayıyor sürekli ve bu elementlerin hepsine karşılık gelen bir nörolojik aktivite var yani stres hormonlarıyla daha çok yaşadıkça dikkatinizi daha çok oraya kaydırdıkça bu devreleri daha çok aktif ettikçe bu devrelerin birbirleriyle çalışma zamanlaması bozulmaya başlıyor.

Beyin taraması analizlerimize ve araştırmalarımıza göre stres hormonları etkisindeki birinin zihni darmadağın gözükür birlikte çalışması ve iletişim halinde olması gereken farklı bölgeler artık bağlı ve uyumlu değildir

Bu beyin dalgalarını ölçerseniz uyumsuz olduklarını görebilirsiniz adeta bir grubun aynı anda ama ritimsiz olarak davulları vurması gibi.

Beyniniz uyumsuzsa siz de uyumsuzsunuz, beyniniz doğru çalışmıyorsa siz doğru çalışmıyorsunuz, bir de diğer odak türü var yayılmış odak ya da geniş odak veya açık odak binlerce yıldır birçok kültür bu tarz açık odağı pratik etmiştir

Yani dar bir odaktan uzağa geçtiğinizde ve ben size hiçliğe boşluğa odaklanmanızı söylediğimde odağınızı açmış olmanız ve maddi değil de etrafınızdaki alana odaklanmış olmanız çok önemli şeyleri mümkün kılıyor.

1 ) boşluğu hissettiğinizde artık düşünmüyor olursunuz ve  eğer düşünmüyorsanız beyninizdeki o devreleri aktive etmiyorsunuz ve etrafınızdaki boşluğu sezip daha az düşündüğünüzde birden  bire büyülü bir şey oluyor .

Beyin dalgalarınızı aktive etmeye başlıyorsunuz stres altında yaşadığınız zaman beyniniz nörolojide beta düzeni denen düzende çalışıyor ve bu acil durum demek

Eğer bunu sürekli yaparsanız bu düzen uyumsuz hale gelmeye başlıyor ve buda beyniniz dengesiz demek.

Boşluğu sezmeye başladığınızda düşünmeyi bıraktığınızda bu devreleri aktive etmeyi bıraktığınızda beyin dalgalarınızı yavaşlatıyorsunuz sonucunda da beta düzeninden alfa düzenine geçmeye başlıyorsunuz.

Beta, dış dünya iç dünyanızdan daha gerçek geliyor demektir özellikle betanın yüksek frekanslarında tüm dikkatinizi bedeninizde çevrenizde ve zamandadır yani bu yüksek beta frekansıyla yaşadığınız zaman dış dünyanın iç dünyanızda daha gerçek olduğunu düşünüyorsunuz bu bir şey yaratmak öğrenmek içinizi dökmek yeni ihtimaller hayal etmek için uygun bir zaman değil kaçmak dövüşmek ya da saklanma zamanı yani boşluğu sezmeye güvende hissetmeye başladığınızda beyin dalgalarınız  alfa düzenine girmeye başlıyor

Birden  bire hayali dünyanız iç dünyanız dış dünyadan daha önemli hale geliyor iç dünyanızın daha çok farkında oluyorsunuz

2 ) Eğer düşünmüyorsanız büyük ihtimalle analiz etmiyorsunuz ve meditasyonun temel odağı analitik zihnin ötesine geçebilmek bilinçli zihni bilinç altından ayıran ince çizgi analitik zihindir otuz beş yaşına vardığınızda kim olduğunuzun %95’i bilinçsiz ve otomatik alışkanlıklar duygusal tepkiler ve sağlamca kodlanmış algılar ve davranışlardır

Bunlar sürekli olarak tekrar edildikleri için zamanla yerleşmişlerdir ve bunu bilinçli zihninizde de değiştiremezsiniz bunlardan sorumlu olan kısma geçmeniz lazım yani boşluğu sezmeye başlayıp devreleri bıraktığınızda analitik zihninizin ötesine geçip bilinç ve bilinçaltı zihinler arasındaki kapıyı aralıyorsunuz.

Şimdi işi yapan sistemdesiniz ve değişiklik yapabilirsiniz eğer bunda gerçekten iyiyseniz araştırmalarımıza göre beyin dalgalarınız te-ta düzenine kadar gidecek burada yalnızca herhangi bir alfa ya da Te-ta dan bahsetmiyorum tamamen uyuma ulaşacak kadar düzene girmiş Te-ta dalgalarından bahsediyorum

Bir kişi obje çevre problemi üzerinde düşünerek bu devreleri aktive etmediği zaman beyin dalgalarını yavaşlattığı zaman etrafınızdaki boşluğu sezerek otonom sinir sistemi dediğimiz sisteme bağlanmaya başlar.

Bilinç düşünen beyinden otonom sinir sisteminin merkezi olan limbik beyine geçiyor. Araştırmalara göre otonom sinir sisteminiz aktive olduğu zaman farkındalığınızın olduğu yer burası

Bu sistemin görevi uyum denge sağlık yaratmak ve kendinizden öteye geçtikçe çünkü bedeninizi objeleri insanları çevreyi problemlerinizi düşünmeyi bırakıyorsunuz işte o an sizin bilincinizin düzenli alanın bilincine bağlandığı an oluyor

Birden  bire bu otonom sinir sistemi bilinçli zihniniz de bir araya gelmeye başlıyor. Beyninizde uyum yaratmaya başlıyor ve beyninizin stres hormonları yüzünden birbirinden kopmuş farklı kısımları senkronize olmaya tekrar bağlanmaya organize olmaya başlıyorlar ve birden beyinde kopmuş olan o her şey tekrar bir araya geliyor

Beyniniz düzenli bir hale geliyor, uzun bir süredir hissetmediğiniz bir şekilde kendinizi benliğinizi hissediyorsunuz yani beyin uyumu yaratmak için kullandığımız formülümüz hiçliğe boşluğa odaklanmak ve farkındalığımızı açmak.

Peki bu neden önemli çok basit kuantum alanı görünmeyen bir bilgi alanıdır bu uzay ve zaman dışındadır orada beden yoktur insanlar objeler hatta zaman bile yoktur

Sonsuz bir hiçlik alanıdır materyal olan hiçbir şey yoktur ama tüm ihtimaller oradadır ve siz o alanı duygularınız da sezebilirsiniz çünkü üç boyutlu gerçekliği duygularınız da seziyorsunuz yani farkındalığınızı açmaya başladıkça bu bilgi alanına bağlanmaya başladıkça bu alanın Özü olan birliği bütünlüğü düzeni tecrübe edersiniz yani ilginizi ve enerjinizi yerleştirdiğiniz yer bu bilgi alanı olur ve ona dikkat ettiğinizde onun içinde var olduğunuzda onun bilincinde olduğunuzda anbean eninde sonunda sinir sisteminiz daha düzenli ve senkronize hale gelmeye başlayacak

Bu bütünleşmiş olan içinize işlemeye başlayacak yani sırf bir şey göremiyorsunuz diye oh orada değil demek doğru değildir bir başka işte orada duygularınız tecrübe edeceğiniz hiçbir şey yok kuantum alanı yalnızca farkındalığınızla tecrübe edebilirsiniz

Yani bu görünmez bilgi alanına bağlandıkça ona odaklandıkça onunla var oldukça bu birden biyolojimize yansımaya başlayacak

O zaman  tüm insanları tüm yerleri tüm objeleri unutun hatta zamanın kendisini bile dünyayı ayı yıldızları gezegenleri materyal olan her şeyi unutun elinizde ne kalır boş bir alan bir hiçlik o hiçlik tüm ihtimallerin var olduğu yerdir.

Böylece bu işte kendinizi geliştirdikçe kimliğinizden bedeninizden hayatınızdaki insanlardan sahip olduğunuz şeylerden yaşadığınız ve çalıştığınız yerden her yerden ve her zamandan ayrılmış farkındalığınızla rahat içinde olmalısınız

İşte bu saf bilinç olduğunuz  zamandır ve işte o an sizin bilincinizin evrensel bilinçle bir araya geldiği andır ve maddeden değil de alandan yola çıkarak bir şey yarattığınız zaman gerçekliğin doğası üzerine daha büyük bir etki de bulunabilirsiniz bir çok kişi için yeni bir şey olduğunu biliyorum özellikle bu konuyla ilgili birçok soru alıyoruz ama sizi temin ederim ki formülü uygulamaya devam ederseniz ne yaptığınızı ve onu neden yaptığınızı anlamaya başlayacaksınız.

Biraz zaman verin pratik yapın birçok insan kendini geliştirdi ve bunu binlerce defa ölçtük amaç daha iyi bir beyin bütünlüğü sağlamak.